menu
MURAT SARAÇ: SEVDAMIZ KUŞADASI
Kuşadası’na uzun yıllar boyunca gerek iş insanı gerekse siyasi olarak uzun yılar hizmet veren Mrat Saraç ile Kuşadası’nı ve siyaseti konuştuk. Saraç, tüm sorularımızı samimiyet ve açık yüreklilikle cevapladı.
412
okunma

Kuşadası kamuoyunun yakından tanıdığı  etkili isimlerinin başında gelen Murat Saraç uzun zamandır Kuşadası’nda siyasetin içinde bulunuyor. 2009 yılında belediye meclis üyesi olan Saraç, 2011 yılında ise belediye başkan vekilliğini yürüttü. 4 kuşaktır CHP’li olan bir ailenin mensubu...

İşte Murat Saraç'ın sorularımzıa verdiği cevaplar...

1-Murat Saraç kimdir, ne iş yapar?

1968 Kuşadası doğumluyum. Kuşadalı bir ailenin, namıyla lakabıyla onur duyduğum Arap Rıza’nın oğluyum. İlkokul tahsilimi burada Mahmut Esat’ta yaptım. Daha sonrasında eğitim hayatıma İzmir’de devam ettim. İzmir Atatürk Lisesi mezunuyum. Bu lisenin mezunlar derneği başkanlığını yapıyorum. Ayrıca İtalya’nın Kuşadası, Aydın ve Selçuk, Denizli’ye kadar uzanan bir bölgenin fahri konsolosluğunu yapıyorum. Kuşadası’nda turizmin ilk kurucusu olan bir aileyiz. İlk hediyelik eşya mağazasının kurucusu olan bir aileyiz. Bu işimize pandemi döneminde bir miktar ara verdik ama yaklaşık 60 yıldır devam ettiğimiz bir işimiz. Süreç içerisinde devam ettireceğiz. Bunun yanında İtalyan’nın fahri konsolosluğunu ve İtalyan firmalarının danışmanlığını yapıyorum. Aydın’da, Kuşadası’nda ve Denizli’de yapmış olduğumuz işlerimiz var. Bir kısmı tekstil, bir kısmı makine ve bir kısmı da turizm üzerine yapılan işler. Bu firmaların danışmanlığını yapıyorum.

2-CHP’de herhangi bir göreviniz var mı, yoksa sadece üye misiniz?

Geçmiş dönemlerde aktif görevlerimiz olmuştu ama şu anda partimizin bir üyesiyim. Dördüncü kuşak partiliyiz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluş ilkelerine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine gönülden bağlıyız. 21. Yüzyılda da ilelebet payidar kalmayı sağladığımız bir anlayışın içerisindeyiz.

3-Kuşadası siyasetini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Önceliği genel siyasete vermek istiyorum. Genel siyaset anlamında görüyorum ki partimizin ilçe başkanı Mehmet Gürbilek’in başlatmış olduğu çalışmalarla birlikte ve parti içindeki öbek çalışmaları kapsamında olsun mahalle çalışmaları kapsamında olsun hareketliliğin içerisine girdi. BU çok doğru bir yaklaşım. Önceliğimiz genel seçim. Çünkü biz CHP’nin iktidar olmasını istiyoruz. Türkiye’de Atatürk’ün kurucusu olduğu  kuruluş ilkelerine bağlı olduğu bir anlayışın  laik, demokratik, özgürlükçü  bir anlayışın iktidar olmasını istiyoruz. Bu anlamda da bu hareketliliği çok doğru buluyorum. Yerel siyaset konusunu bence öncelik olarak değil genel siyaseti öncelik olarak almamız gerekiyor. Yerelde  çözülmesi gereken konular da bizim kendi içimizdedir. Onları çok rahatlıkla çözebiliriz diye düşünüyorum.

4-Genel Seçimde altılı masanın adayı kim olmalıdır?

Adaylar aslında çok belli, net olduğunu söyleyebiliriz. Altılı masadan çıkacak aday öncelikle CHP’nin belirleyeceği bir aday olacaktır ve diğerlerinin de kabul edeceği bir aday olacaktır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu burada ön planda gibi gözüküyor ama altılı masa tabi ki doğru bir adayı çıkaracaktır. Buradan gelebilecek isimlerin de belli başlı isimler olacaktır. Belediye başkanlarının adayları konusunda tereddütlerine katılmamak elde değil. İstanbul ve Ankara’nın alınması hepimizi için zorlu bir süreçti. Bu anlamda Kemal Bey’in isminin ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Zorlu bir adaylık süreci olduğu çok net ama bu işin sonunda gösterilecek adaya da tam destek olacağız. Seçim takvimi açıklanmadı. Herkes kendi tahminleri üzerinden seçim takvimi belirlemeye çalışıyor. Yılbaşına kalmadan takvimin ve adayların da belli olacağına inanıyorum. Zamanlaması daha erken olabilirdi ama biz zaten seçim çalışmalarına başladık. Seçim sathı mahalline girildi. Bundan sonra adayın belirlenmesi çok uzun sürmeyeceğine inanıyorum.

5- Genel seçimde altılı masa sizce kaç oy alır?

Ben kazanmasını istiyorum ve kazanması için de mücadele edeceğim. Yüzde vermek çok yanıltıcı olur. Bir siyasetçinin 24 saatin çok uzun bir süredir demiş olduğunu hatırlatıyım. Bu anlamda bu dakikada bir şey vermek çok zor ama bu içinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda, özgürlüklerin askıya alındığı bir ortamda ben altılı masanın seçimleri kazanacağını düşünüyorum. Kazanması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de mücadele edeceğimize de inanıyorum.

6-Kuşadası Belediyesinin bu kadar soruşturma içinde olması, haberler olması sizce doğru mu ya da bu kimin suçu?

Burada yargıya da intikal etmiş konular var. Bu anlamda birinin suçlu olduğunu söylemek doğru olmaz. Belediyelerimizin iyi bir şekilde anılmasına, özellikle bizler muhalefette olanlar partilerin belediyelerinin umut olması gerekiyor.  Bu umut olarak da insanlara yansımasını görmemiz gerekiyor. Bu anlamda belediyelerin isimlerinin doğru bir şekilde anılması biraz da kendilerine de bağlı. Çalışmaları doğru bir şekilde yapmaları, doğru algıyı yaratırsanız doğru yansımasını alırsınız.  Bunun için gerek genel merkezin gerekse de yerel otoritelerin, Cumhuriyet Halk Partisi bir biat, tek adam partisi değildir. Bir örgüt partisidir. Taban ve örgüt zaten gereğini yapar. Gerekli düzenlemeleri, işlemleri de yapacağını düşünüyorum ve bu yolda da adımlar atılacağını inanıyorum.

7-2024’te CHP’nin belediye başkan adayı Murat Saraç diyorlar. Bunu söyleyenler de belediyeden üst yönetimdekiler. Bu konuda herhangi bir gelişme var mı yoksa sadece dedikodu mu?

Ülkemiz yangın yeriyken, dünyada aynı şekilde yangın varken, yanı başımızda savaşlar varken yerelle ilgili bir yorum yapmak bence çok doğru gelmiyor. Böyle bir teveccüh var. Bu teveccüh için Kuşadası halkına şükran borçluyum. 2 senedir aktif siyasetin içerisinde değilim. İtalya ile resmi bir görevim olduğu için çok net ve sert açıklama içerisinde bulunmam doğru olmaz. Yarı diplomatik bir görevim var ama böyle bir teveccühün oluşması benim için onur vericidir. Önce genel seçim sonra da yerelde biz kendi içimizde gerekeni yaparız. Görev almamız gerekiyorsa da görevimizi alırız. Bu konudaki teveccühleri de doğru bir şekilde değerlendiririz. Hep birlikte omuz omuza da yürürüz.

8-Belediye başkanlığı adaylığında adınızın geçmesinin ardından halkın içine inmeye başladınız. Buna karşılık size belediyeden bir baskı var mı? Yalnızlaştırma politikası var mı?

Çok dürüst ve net bir şekilde söyleyim. Bu teveccühler o kadar gönül okşayan bir konu ki bunu kelimelerle ifade etmek çok zor. Son süreçte ben aktif siyaset içinde yer almadım. 2014 yılında ben başkan vekiliydim. Herkesle kapının önünde vedalaştım. Tekrar görüşürüz diye vedalaştım. Sonrasında bir görev almadım. Küresel salgın nedeniyle de beni çok fazla gören olmadı. Sonrasında da beni görenlerde de algıda seçicilik olduğunu söyleyebilirim. Kuşadası’ndan gelen, Kuşadası’nın tabanından gelenlerin teveccühü. Onlara bu konuda şükran borçluyum. Ama küresel salgın sonrasında daha fazla bir yerlerde olabiliyoruz.  Salgın döneminde de görevim nedeniyle yurt dışında bulundum. Dışarda, sokaklarda yoktum ama İtalyan vatandaşların Kuşadası’ndan tahliyesi olsun, farklı farklı yapılması gereken konularda elimizden gelen desteği verdik ama dışarda değildik. Bir de aktif bir görevde olmadığınız bir yerde dışarda olmanız farklı algılanabilir.  Yerel yöneticilerin rahat hareket edebilmesi konusunda da bu bence doğrudur. Bana karşı bir baskının ve yalnızlaştırma politikasının gerçekleşebilmesi mümkün değil. Öyle bir şeyin olması doğru da değil. Partimizin de böyle bir şeyin içerisine gireceğini düşünmüyorum.  Bu çok da ters tepen bir konu olur ama ben böyle bir şeyin olmaması gerektiğini düşünüyorum.

9-Kuşadası’nda yol çalışmaları bir türlü olmadı. Çöp sorunu deseniz öyle. Siz göreve gelirseniz bu sorunlar için bir plan yaptınız mı?

Halkın ihtiyaçları üzerine çok net bir şekilde dönüşleri almak gerekir. Mahalle mahalle, nerede ne var, ne sıkıntı yaşıyor, Kuşadası’na nasıl yansıyor. Kuşadası’nın turizmine nasıl yansıyor? Şu anki uygulamalarda aksayan noktalar nedir? Neyi yaparsak biz bunu çevirebiliriz? Bunları oluşturmak çok zor değil. Ülkemizde ve Kuşadası’nda aynı anda küresel salgının etkileriyle karşılaştık. Bu sene bile nisan-mayıs ayında oteller bomboştu. Ancak Haziran ayındaki tam açılmayla birlikte gerçek yaşama dönmeye başladık. 2024 seçimlerine kadar da bütün tahliller tamamlanır. Değiştirmek veya doğruya gelmek çok zor değil.  Bunları artık bilimsel olarak görüyorsunuz. Bunlar da çözümleri belli olan konular.

10- Belediye başkanı olursanız, Kuşadası trafiğindeki tek yön uygulamasını kaldıracak mısınız?

Tek yön uygulaması Avrupa standartlarında baktığınız zaman doğru bir uygulamadır. Kuşadası içinde bu kadar aksaklık olduğu düşünülüyorsa bunlarla ilgili mutlaka düzenleme yapılması gerekir. Bunu da herkes pandemi sonrasında görmeye başladı. Önümüzde bir senelik süreç var. Yanlış varsa asla yanlış kalmaz. Bunu ne CHP yapar ne belediye başkanı yapar ne de Murat Saraç yapar. Yanlış olan her yer düzeltilir.

11- Kuşadası Belediyesinin eşleriyle birlikte İngiltere seyahati oldu. Siz İtalya’da görev yaptınız. Kuşadası’na İtalya’dan gelen kaç kişi var veya başkan olursanız bunun için aklınızda bir plan var mı?

Belediye başkanlarının veya belediyenin görevlendirdiği turizmcilerin fuarlara katılması kadar doğal bir şey olamaz. Eşleri de bilet bedellerinin kendilerinin ödediğini düşünüyorum. Bu anlamda eşlerinin de seyahate katılması, bedellerini kendileri ödediği takdirde, partimiz açısından sorun olmamalıdır. Turizm, uluslararası ve insani ilişkilere dayalı bir iştir. Bu anlamda fuarlar da en önemli noktalarından biridir. Fuarlar ve benzeri tanıtım organizasyonları, oralarda yapılan etkinlikler, görüşmeler… Fuar ortamının ötesine geçilmesi gerekir. İlgili yerlerle doğru kişilerle görüşülmesi gerekir. Seyahat acenteleriyle, uçuşları sağlayan firmalarla  çok doğru ilişkilerin kurulması gerekir. Bunları yaptığınız takdirde gittiğiniz fuarlarda verim alırsınız. Fuarlara ve benzeri etkinliklere katılmamak gibi bir şey olmaz. Bir turizm kentinden bahsediyoruz. Dünyada kalbinin attığı birkaç fuar vardır. Bir tanesi İngiltere Londra’daki fuardır. Bir tanesi Hollanda’da Utrecht Fuarıdır. İtalya Milano’daki Fuar vardır, Şubat ayında olur. Mart ayında da bu fuarların zirvesi olan Berlin Fuarı olur. Buralarda camialar bir araya gelir. Bunların öncesinde yapılan çalışmaları oralarda altyapı çalışmalarını gerçekleştirebileceğiniz duruma gelirsiniz. Sonuçlarını alabileceğiniz durumlara gelirsiniz. Turizmin nasıl gittiği, piyasaların nasıl olacağı ile ilgili bilgiler alırsınız. Turizm kenti mutlaka kardeş kentleri olması gerekir. Mutlaka doğru kardeş kentler belirlemesi gerekir. Doğru fuarlara katılması gerekir. Bunların ötesinde de doğru yerlerde doğru ilişkilerin kurulması gerekir. Bir uçuş firmalarıyla yapılan ilişkiler gibi, acenteler birliğiyle yapılan ilişkiler gibi karşılıklı kardeş kent ilişkileri gibi bu tür ilişkilerin yapılması gerekir. Turizmde yeni bir çekim merkezi oluşturmak çok kolay bir şey de değildir. Biraz süreç ister. Bunların altyapılarını  biz 2009-2014 arasında yapmıştık. Biraz inişli çıkışlı olarak devam etti ama yeni politikalarla, güncellenmiş politikalarla yürümek mümkündür. Bunun için doğru ilişkileri kurmak önemlidir. Turizm Bakanlığından,seyahat acentelerine, otelcilere ve  kentin değerlerine kadar ön plana çıkartmak gerekir. Herkesin bir hikayesi olmalı. Eğer bir turizm kentinden bahsediyorsak, buraya daha fazla turistin gelmesini istiyorsak, nitelikli turistin gelmesini istiyorsak… Türkiye’nin de çok önemli bir sorunu bu. Turist geliyor ama bizimkiler hep skora oynuyor. Skora oynamayın, oradan gelecek rakama ve kaliteye oynayın. Türkiye’ye bundan 2 milyon turist geliyordu ama harcadığı rakam fazlaydı. Şu anda 60 milyon turist geliyor ama kişi başı harcadığı rakam bunların çok gerisinde.  Halbuki Türkiye çok geniş bir coğrafya. Çok kaliteli turisti elde edebileceğimiz bir coğrafya. Özellikle Ege Bölgesinde farklı bir turizm anlayışının, daha çok kültüre, gastronomiye, inanç turizmine yönlenmiş olan turizm anlayışının yerleşmiş olması gerekiyor. Bunların altyapıları hazır, karşılıklı işbirliği içerisinde bunları sağlayabiliriz.

12- Son olarak Kuşadası halkı için ne mesajlar vermek istersiniz?

Kuşadası bizim gözbebeğimiz. Kuşadası bizim sevdamız. Burada kale kapısından girip de o taşın üstüne ayağını basıp da geriye dönen kimse yok. Kentçilik bilinci içinde yaşadığımız yeri sevdiğimiz takdirde biz bunu her zaman geleceğe taşırız, güzel günlere taşırız.  Hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadan her zaman yerelde de genelde de doğru insanların kazanacağı şekle getiririz. Doğru işlerin yapılacağı günlere getiririz. Hiç kimse bu anlamda umutsuzluğa kapılmasın. Sevdamız Kuşadası. Bu sevdamızı sonsuza kadar yaşatmak için Türkiye ve Kuşadası’nı bir yıldız gibi parlatmak için elimizden gelen ne varsa hepsini yaparız. Önce genel seçimler var. Genel seçimler çok çok önemli. Çünkü biz özgürlükçü, laik, demokrat bir Türkiye’nin olmasını istiyoruz. Bütün derdimiz bu. Herkesin kendini rahatlıkla ifade edebileceği, kesinlikle ayrımların yapılmayacağı herkesin özgürce bir yaşama süreceği, çağdaş, Atatürk’ün göstermiş olduğu çizgide bir Türkiye istiyoruz. Bunun için önceliğimiz genel seçim. Genel seçimden sonra yerel seçim o bizim aile içi sorunumuz. Biz onu rahatlıkla çözeriz. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Türkiye’de de Kuşadası’nda da güzel günler, aydınlık günler gelir. Benimle bu röportajı yaptığınız için teşekkür ediyorum.

Yorumlar

https://kusadasiolay.com/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!