Gelecekteki en büyük sorunların başında 'susuzluğun' gelmesi beklenirken, Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği ise Aydın’da en çok su sıkıntısı çekecek yerleşimlerin başında Kuşadası, Söke ve Didim ilçelerinin geldiğini vurguladı. Geçmişte birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Latmos’un, aynı zamanda Aydın’ın Söke, Kuşadası ve Didim'in önemli su kaynağı olduğuna dikkat çeken EKODOSD Başkanı Sürücü, Latmos’un her geçen gün yok olduğunu ifade ederek doğal su kaynaklarının korunması gerektiğine dikkat çekti.
Ekodosd Başkanı Sürücü, İklim değişikliğinin etkisiyle kurak geçen mevsimler sonucu özellikle yaz aylarında en çok sıkıntısını çekeceğimiz sorunların başında 'su' geleceğini belirterek, "Şehirlerde büyük bir hızla devam eden yapılaşmalar, beraberinde gelen nüfus artışlarıyla zaten kısıtlı olan su kaynaklarını yetersiz hale getirecektir. Bölgemizde su konusunda en çok sıkıntı çekecek yerleşimlerin başında Kuşadası, Söke ve Didim olacaktır. Bu 3 ilçenin gelecekteki su sorunlarını çözmek için 2 baraj planlanmıştır. Kuşadası ve Söke için Sarıçay, Didim için Beşparmak barajları. Kuşadası, Söke, Davutlar ve Güzelçamlı’nın içme ve kullanma suyunu temin edecek Sarıçay Barajı'nın sıyırma kazıları bitmiş ve gövde dolgusunun çalışmaları devam etmektedir. Henüz başlamayan Beşparmak Barajı ve çalışmaları devam eden Sarıçay Barajı'nı dolduracak sular Latmos (Beşparmak) Dağları’ndan gelecektir. Şu anda Sarıçay havzasında, neredeyse derenin içine girecek kadar maden faaliyetlerinin olduğu görülmektedir. Kömür ocakları ve feldspat madenlerinin suları Sarıçay’a akmakta, maden atıkları suların götürmesi için dere kenarlarına yığılmaktadır. Eğer tüm bunlara bir önlem alınamazsa, buralarda yaşayanlar Latmos’tan gelen temiz sulara karışan maden sularını içecektir. Latmos bölgesinin olağanüstü güzellikteki doğal peyzajı, binlerce yıllık zengin tarihi, biyolojik çeşitliliği, nesli tehlike altındaki türleri, eşsiz güzellikteki kaya yapıları ve geleneksel yaşamlarını sürdüren yöre insanlarıyla korunarak, gelecek nesillere ulaştırılması için, alana etkisi olabilecek her türlü olumsuz faaliyetin detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Kısacası Latmos bütüncül olarak korunmalıdır" diye konuştu.
Kaynak:İHA
Yorumlar
0 comment