Bir olaya, kişiye ya da topluluğa kötü ve nefret dolu sözler söylemek artık o kadar yaygınlaştı ki bu olay linç kültürü olarak hayatımıza geçti. Herkes hayatında fark etmeden de olsa linç yiyebiliyor. Ünlülerin bugün dikkatsizce yaptıkları davranışlar, art niyetli olmasalar bile sosyal medya sayesinde yarın çok başka bir boyuta gelebilir. İnsanlar, gerek kendi hesaplarından gerekse anonim hesaplarından ünlülere, fenomenlere hatta normal kendi halinde olan bireylere bile sosyal medyadan kötü bir dille hitap ediyorlar. Bazı kişilerin bunu fırsat bilip kendi isimlerini daha çok duyurmak için bile bile kendilerini linç ettirdiğini de düşünebiliriz. Örneğin Duygu Özaslan isimli fenomen geçtiğimiz 23 Nisan 2022'de instagram hesabından 24 Nisanımız kutlu olsun şeklinde bir paylaşım yapmış, hemen silip ardından yazım yanlışı yaptığını belirten bir story atmıştı. Bu paylaşıma tepkiler de oldukça fazlaydı, bir kesim "insanlık hali, yazım yanlışı yapabilir" derken bir kesim de "kesinlikle bilerek yaptı, gündeme gelmek için, zaten bunu konuşulmak için hep yapıyor " tarzında yorumda bulunmuştu. Yani sosyal medyada kullanıcılar gerçeği ve doğruyu bilmeden istediği gibi konuşabiliyor. Bir insanı linçlemek için suçlu olmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Özellikle twitter’da o kadar anonim hesap var ki bazı hesaplar bunları dalga geçmek için eğlence amaçlı yapıyorlar. Konu hakkında hiçbir bilgileri olmasa bile herkes ortaya laf atmış diye başka bir kullanıcı da kötü bir fikir ortaya atıyor ve birbirlerinden gaz alıp bu söylem bambaşka bir boyuta gelebiliyor. Sosyal medyada herkes istediği düşünceyi belirtebilir fakat bu tarz eylemler saygı çerçevesinde, kişiye zarar vermeyecek şekilde yapılması gerekir. Çünkü bu eylemler kişide psikolojik sorunlara ya da intihara kadar yol açabilir, ki açtı da... Toplumumuzun bu konuda bilinçlenmesi ve sosyal medya kullanımı için etik kurallara hakim olması gerekmektedir. Sosyal medyanın çığır açtığı bu dönemde, nefret söylemi konusunda aileler çocuklarını yetiştirirken linç kültüründen uzak tutmaları, saygılı ve sevgi dolu bir birey yetiştirmeleri gerekmektedir.
Black Mirror dizisinden bir örnek vermek istiyorum. Dizinin bir bölümü sosyal linç konusu hakkında geçiyor, bu bölümde kısaca ölmesi istenilen kişiyi Twitter'da hashtagin altına yazıyorlar ve en çok oyu alan ölüyor. Yani insanlar birbirlerini çok rahat bir şekilde karalıyorlar. Gerçek hayatta da bunu farkında olmasak da yapıyoruz ve hiç tanımadığımız bir insanı bile biz de sosyal medya sayesinde karalayabiliyoruz. O kişinin psikolojisini, yaratacağı hasarı hiç düşünmüyoruz. Bu konuda kimsenin cezasının ölüm olmadığını ve hayatta yaptığımız her tepkinin ölçüsünü bilmemiz gerektiğini düşünmekteyim. Instagramda takip ettiğim 51 digital isimli ajans, kendi influencerlarına nefret söyleminde bulunan kişileri hukuki yollarla IP adreslerinden bulup hukuki yoldan para cezasına çarpıtılacağını belirtmiş, bu parayla da sokak hayvanlarına, barınaklara mama yardımında bulunacağını ve bunu belgeleriyle birlikte paylaşacağını söylemiştir. Gelecekte bu konu hakkında böyle daha fazla para cezasına çarpıtılırsa, insanlar maddiyattan korkup nefret söylemine devam etmezler ve bu kültür tamamen bitmese bile en aza indirilebilir diye düşünüyorum. Yoksa daha fazla maddi manevi kayıp verebiliriz ve bu çok üzücü, korkutucu olur.
Yorumlar
0 comment